29 Eylül 2010 Çarşamba

ÖLÜRÜMMMM



Arkadaşlar sizce bu kız beni çok yaşatır mı?
Akşam odan çok dağalmış kızım odanı toplarmısın dedim.
Normal olan bi çocuk neder sizce ...
Benim kızımın verdiğin cevap..
"kapısını kapat görmezsin"
şaşırdım kaldım diyecek bişey bulamadım....

KİTAPLARIMIZ



Her sabah evden çıkışımız resmen olay oluyo.. Bu sabahta kitaplarımıda götürücem ama götürülecek gibi değilki bi dünya kitap var. Eline aldıklarının devamıda var onlar nerdeymiş bulamadı ağlaya zırlaya çıkmaya çalıştık tabiki gene olmadı sütümüzü unuttuk hadi süt yaptık derken tabikiii minibüs kaçtı sonra dakikalarca durakta bekledik....

Çocuğunuzun zeki olması sizin elinizde!

Eğitim-öğretim yılının başlamasıyla okula yeni giden çocuğunun dersi anlayıp anlamadığı ve çocuğunun zeki olup olmadığının aileleri tedirgin eden konuların başında geldiği kaydedildi.

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Nilüfer Toprakçı, çocukların zeki olmasında genetik etkenlerin yanı sıra çevresel faktörlerin de çok etkili olduğunu söyledi. Zeki bir çocuğa sahip olmada okul öncesi eğitimin önemini vurgulayan Toprakçı, çocuğun 3 yaşından itibaren topluma uyum sağlamayı öğrenmesi, ilkokula daha donanımlı başlayabilmesi için 3 yaşından itibaren çocukların anasınıfına, yuvaya gönderilesi gerektiğini dile getirdi.

-ÇOCUKLARA ÇAY İÇİRMEK ZEKİ OLMASINI ENGELLİYOR-
Özellikle demir eksikliğinin zihinsel gelişimi, okuldaki dikkati olumsuz yönde etkilediğini belirten Toprakçı, Türk toplumunda yaygın olan çay içme alışkanlığının bebeklere, çocuklara da öğretildiğini ve bunun ciddi demir eksikliğine sebep olduğunu ifade etti.

Demirin özellikle kırmızı ette ve yumurtada olduğunu, et alamayan ailelerin yumurta ile bu eksikliği giderebileceğini belirten Toprakçı, kuru baklagiller, pekmez, yeşil yapraklı sebzeler de demir bulunduğunu söyledi.

Ailelerin çocuğun büyüme ve gelişimini yakından takip etmesi gerektiğine dikkat çeken Toprakçı, düzenli olarak doktor kontrollerinin de yapılması gerektiğini vurguladı.

-KİTAP OKUYAN ANNE BABANIN ÇOCUĞU DAHA ZEKİ OLUYOR-
Toprakçı, okul öncesi dönemde çocuğun içinde bulunduğu ev ortamından etkilendiğini, kitap okumayan bir ailede büyüyen çocuğun da kitap okumayı sevmediğini dile getirdi.

Küçük yaştan itibaren çocuğa evde kitap sevgisi aşılanması gerektiğini söyleyen Toprakçı, anne babası kitap okuyan çocuğun okul döneminde dikkatini toplamasının, algılamasının daha kolay olduğunu, evde kitap okunmayan bir ailede büyüyen çocuğun ise okula başladığında kitaplara çok yabancı olduğunu, ödev yapmayı, ders çalışmayı bir külfet olarak gördüğünü ifade etti. Toprakçı, çocuğun zihinsel gelişiminde beslenme ve genetik yapının yanında evdeki huzurunda önemli olduğunun altını çizdi.

-ZEKİ BİR BEBEK İÇİN NELER YAPMALI?-
İnsan hayatının ilk yıllarının beyin gelişiminde çok önemli olduğunu, bu dönemde bebeği desteklemenin, zeki bir bebek yetiştirmenin anne-babanın elinde olduğunu vurgulayan Toprakçı, bunun için gerekli olanın sabır ve bebeğe ayrılacak zaman olduğunu belirtti. Bebeğin gelişimi için en gerekli etkenin insanlarla iletişime girmek olduğunu söyleyen Toprakçı bebeğin gelişimini desteklemek için ailelerin yapabileceklerini şöyle sıraladı:

"Yenidoğan bebeğinizle göz teması kurun, gözlerinin açık olduğu o değerli anları kaçırmayın.
Bebekle konuşun, ona bir şeyler anlatın.
Bebeğinizi emzirin. Anne sütünün yararları yanında, beslenme seansları bebekle göz göze gelme, konuşma, şarkı söyleme fırsatı yaratacaktır.
Bazı mimikler yapın, yüzünüzü komik şekillere sokun. 1-2 günlük yeni doğan bebekler bile yüz hareketlerini taklit edebilirler.
Aynada kendisini görmesini sağlayın.
Onu gıdıklayın, gülmesini sağlayın.
Birlikte yürüyüşlere çıkın. Etrafta gördüklerinizi, duyduklarınızı ona anlatın. Onu markete, alışverişe, parka götürün.
Ona şarkılar söyleyin. Bu, sizin uydurduğunuz bir şarkı da olabilir.
Ona müzik dinletin. Bazı çalışmalarda, müzik ritimlerini öğrenmenin ileride matematik öğrenmeyi kolaylaştırıldığı gösterilmiş.
Bir şey yapmadan önce, ona ne yapacağınızı söyleyin (Şimdi ışığı kapatıyorum gibi) Böylece, neden-sonuç ilişkisi kurmaya başlayacaktır.
Ona kitap okuyun, resimleri gösterin, her şeyin adını söyleyin.
Değişik dokulu kumaşları, giysileri ellemesini sağlayın, onları cildine değdirin.
Yiyecekleri ellemesine, kendini beslemeye çalışmasına izin verin.
Hareketlenip emeklemeye başladığında, yerde yastıklar, oyuncaklarla engelli bir parkur oluşturun.
Ona masal anlatın.
Televizyonu kapatın.
Banyo sırasında, plastik kaplara su doldurup boşaltmasına, suyla oynamasına izin verin."

28 Eylül 2010 Salı

DOĞUM GÜNÜ VARRR



bugün kreşte arkadaşının doğum günü varmış ve çok güzel giyinmeliymiş...
Bu kız beni öldürecekkkkkk

24 Eylül 2010 Cuma

BUGÜNKÜ STİLİMİZ


Bu sabah daha rahat kalktık çünkü akşam erkenden uyuduk. İnşallah hep böyle olur.. Hayatımız düzene girer geç yattığında sabah kaldırmak çok zoruma gidiyo. Kendisi kalkıyo aslında ama uykusunu alamadı diyerek ben üzülüyorum...

23 Eylül 2010 Perşembe

KURBAN OLURUM SENİ VEREN ALLAHA








KARŞIDAN-KARŞIYA


Karşıdan karşıya geçmyi öğreniyorz...
"Koşmadan hızlı adımlarla ama dimi anne"


Karşıya geçtik..
"Şimdi sağa sola bakıcam dimi anne"



hızlı adımlarla yine karşıa geçiyo....

KREŞTE DOĞUM GÜNÜ


Bu yıl 3. doğum günümüz ama bence en güzeli bu oldu en azında arkadaşlarıyla eğlendi çok güzel fotolar var ama ileriki günlerde yayınlıycam fotoları...
Minik kuzum benim nice senelere....
Pastamızda biraz aksilikler oldu..
Hiç telefonunu unutmayan ben doğum günü telefonumu evde unutmuşum tabiki pastanedi arkadaşlar bana ulaşamamış. Şeker boyaları bittiği için yan resimdeki fotoyu vermiştik pastanın üstüne konulsun diye biraz bulanık olmuş ama oda nazar boncuğumuz olsun...

20 Eylül 2010 Pazartesi

kızın şöför olacakmış.....

kızın varmı gerçekten derdin var...
kızım minübüs şöförü olacakmış saatlerce şöförün yanındaki motor üstü boş olan minübüs bekliyoruz kreşten sonra.. Neden hanımefendi orda oturarak gelecekmiş çoğu şöför tanıdı zaten daha kapıyı açar açmaz gel otur diyolar.. Yazından babasıyla eve gelirken biri yine otur demiş sabırsız kızım şöför ona minder verene kadar dayanamayıp pat diye oturmuş tabiki sonuç popomuz motorun sıcaklığından yanmış. Şimdi minder vermeye çalışan şöför bizim gözümüzde mimli onun arabasına denk gelirsen motor üstünde oturmaya yeltenmiyoruz bile... Ama diğerleri olunca gözünü içine bakıyo adamların... Minübüs dolu olunca tamamda boş olunca adama dönüp burda oturabilirmi demek bana ayıp geliyo nerden bilsin adam bizimki şöför olacak hayalleri büyük...
Geçen yine bindik minübüse orta yaşlarda bi amca "otura bilirmiyim" dedi bizim kız kısık bi sesle adamcağız "tamam" dedi. Bizimki otrudu oturmasına ama susarmız susmaz...
Ben mum üfledim 4 yaşında oldum.
Şöförde tık yok...
Ben mum üfledim 4 yaşında oldum..
Şöförde yine ses yok..
Eğiliyoruz yüzüne bakarak..
Sen beni duymuyosun galiba...(fırçalıyoruz adamı)
Mecbur adam konuşmak zorunda kalıyo....
Hergün aynı dert çıldırıcam artık yaaa.....

14 Eylül 2010 Salı

neden böyle

neden böyle oldum yaaa önceden bloguma bişey eklemediğimde huzursuz olurdum şimdi günlerdir yüzüne bile bakamıyorum.. ama yazılacak okadar fazla şeyler varki anlatamam size hadi nursel kaldır kendini neler var yazılacak diyorum ama şeytan işte bi türlü izin vermiyo hemen toparlanıp kendime gelmem lazım...
kızımla çekilmiş bir sürü fotolar var yapılan bir sürü olaylar biran önce kendime gelmem gerektiğini düşünüyorum...
hadi nursel gel artık kendine.....
silkelen ve kendine gel:):):)

1 Eylül 2010 Çarşamba

ÇOK UZUN ZAMAN OLDU...

çok uzun zaman oldu yazmayalı ,
işlerin yoğunluğundan...
tatil falan derken uzan bi ara verdik artık tekrardan sizlerleyiz. Yazmadığımız dönemde çok şeyler oldu.
İzne çıktık ve kısa bi balkan turu yaptık kısa sürede...
Tekirdağ-İstanbul-Babaeski-Kırklareli-Edirne turu attık..
Kızıma İstanbulda doğum günü yaptık.
Her zaman istediğim Ortaköyde kumpir yiyip boğaz turu yaptık. Resimleri ileriki günlerde paylaşırım... Gerçekten çok mükemmel bir tatil geçirdik...
Döndükten sonra zuzum kreşte biraz mızmızlansada şimdi herşey yoluna girdi allah çok şükür.